Radikalizm siyasal bir köktenciliği savunarak kendi bakış açısı çerçevesinden dünyayı değiştirmeyi amaçlar. Motivasyonu ve kaynağı hangi inanç ya da ideoloji olursa olsun elindeki tüm olanakları seferber ederek paradigmasını egemen paradigmaya karşı her koşulda savunur. Bu savunu zaman zaman saldırıya dönüşür ve radikal siyasal eğilimler şiddeti de bir araç olarak kullanmaktan çekinmezler. Çatışan paradigmalarda kitleselleşebilmek tarafları güçlü kılar. Kitleselleşme iletişim olgusuna muhtaçtır. İletişim kanallarını etkin biçimde kullanmayı zorunlu kılar. 21. Yüzyılda çeşitli radikal unsurlar çeşitli coğrafyalarda boy saldılar. Bunlardan köktenci bir İslami ideolojiyi savunan radikal cihatçılar Ortadoğu'da boy vermekle birlikte özellikle 21. Yüzyılın başından itibaren tüm dünyaya yayıldı. Bu yayılmada cihatçı radikallerin iletişim ve medya kanallarını, araçlarını mahir ve zekice kullanımı etkili oldu. Bu çalışmada radikal cihatçıların kısa tarihine iletişim perspektifiyle odaklanılmıştır. Kitle medyası ve dijital dönemde lokal ve küresel düzeyde nasıl iletişim kurup medya araçlarını nasıl birer propaganda aracına dönüştürdükleri araştırılmıştır. Her iki dönemin temel farklılıkları ve kısıtlılıkları ele alınmıştır. Çalışmanın ana sorusu olarak teknolojik dönüşümün radikal cihadist propagandada söylem dönüşümüne neden olup olmadığı incelenmiştir. Bu amaçla radikal cihadistlerin kitle iletişim dönemi ile dijital döneme ait en çok ses getiren propaganda metinleri nitel araştırma yöntemlerinden Van Dijk'ın 'Söylem Analizi' yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmada teknolojik değişime radikal cihadist söylemin de değişerek eşlik ettiği bulunmuştur.