Aziz Mahmud Hüdâî'nin Tecelliyât Adlı Eseri Üzerine Nablusî'nin Şerhi (Tahkik Ve Değerlendirme)
General Material Designation
[Thesis]
First Statement of Responsibility
Mekki, Huda Ezeldin Siraj
Subsequent Statement of Responsibility
Selvi, Dilaver
.PUBLICATION, DISTRIBUTION, ETC
Name of Publisher, Distributor, etc.
Marmara Universitesi (Turkey)
Date of Publication, Distribution, etc.
2019
GENERAL NOTES
Text of Note
310 p.
DISSERTATION (THESIS) NOTE
Dissertation or thesis details and type of degree
Master's
Body granting the degree
Marmara Universitesi (Turkey)
Text preceding or following the note
2019
SUMMARY OR ABSTRACT
Text of Note
Bu çalışma, AbdülganîNablusî tarafından kaleme alınan Lemeâtu'l-berkı'nnecdî Şerhu Tecelliyâti Mahmud Efendî el-Üsküdârî adlı eserin yazma nüshasının inceleme ve edisyonunu ele almaktadır. Müellif bu eserde tasavvufun hallerini açıklamaktadır. Çalışma, yazma sahibi Şeyh Aziz Mahmud Hüdâî'nin şahit olduğu ilahî tecellîlerin şerhi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Müellif, Allah yoluna sülûk ettiğinden beri mahzar olduğu bu tecellîleri başından sonuna kadar, kaderdeki vuku sıralamalarına göre tarihleyerek zikreder. Eser, Yüce Allah'a hamd, tüm yaratılmışların önderi Efendimiz Hz. Muhammed'e, onunâline, ashabına, ve onları güzellikle takip edenlere salat ve selam takdimiyle başlar. Müellif bu girişin ardından neseb-i şerifini ve Nakşibendî tarikatına intisabını anlatır. Bu bağlamda seleflerini ve dedelerini zikreder. Sonra bu yazmanın kendisine nasıl ve ne zaman ulaştığını, yazarını ve onun makamını anlatır. Bu kitapta geçenlerin onun yaşadığı bütün tecelliler olmadığını, çünkü ona ihsan edilenİslam, iman ve ihsan nurlarını bir sayıyla sınırlamanın mümkün olmadığını hatırlatır. Bu eseri telif etmesinin en önemli sebeplerinden birinin,Hak yoluna adım atan müritlerin vasıl ilallaholanariflerin yollarında diri ve faal olmalarını temin, bir diğerinin Allah'ın nimetlerini anarak sonradan gelenlerinHazretin makamını tanımalarına veseli olmak, böylelikle nesep veya tabi olma yoluyla kendisine mensup olanlara saygı gösterilerek büyük faydalara ulaşılmasınısağlamak olduğunu söyler. Sadece nur sahiplerinin vakıf oldukları sırlar ve gizemler vardır. Nablusî günler ve ayların faziletleri ve hikmetleri hakkında ilginç bilgiler verir. Bir şeyhe tabi olmanın faziletini anlatırken, "Her insanın biat ettiği ve ahitleştiği bir şeyhi olmalıdır" der. Sonra kalpten, onun sırlarından, insanlar hakkında hüsnü zan sahibi olmaktan, kelime-i tevhid getirenleri kafir ilan ederek onlara düşmanlık beslemekten sakınmaktan bahseder. İman ehli olanlar, dünya dolusu günahla gelseler, Allah'a şirk koşmadıkları sürece O'nun dostları olduklarını ve Allah'ın kendilerini bağışlayacağını söyler. "Dostluğu sabit olan ile savaş batıldır. Yüce Allah'ın saldırganlığını size göstermediği kimseyi düşman edinmeyesiniz" der. Müellif hayattan,ölümden, gayb-ı ilahî ile şehadet âlemini birbirinden ayıran Berzah âleminden bahseder. Cenneti, türlerini ve cennet ehlinin sıfatlarını anlatır. Sonra mübeşşirattan bahseder ki 5 bunlardan biri sadık rüyadır. Yine vahdet makamından yani çokluğun (kesret) yok olmasının ardından Hakk'ın vahdetinden bahseder. Zahirî kemal ehli ve Verâset-i Muhammedîye sahiplerinin sıfatlarından söz eder. İdeal varlığın (el-vucûd el- Misâlînin) mertebelerini ele alırken Hazret-i İbrahim'in (a.s) hayatına değinir ve Hazret-i Adem'i (a.s) anlatır."Musîru'-ğarâm fî ziyâreti'l-Kudsi ve'ş-Şâm" adlı eserde geçtiği gibi, Hazret-i Musa'nın (a.s) Rabbi'ni görme isteğinden, Nübüvvet makamından, Risâlet makamından, âlemlerin türlerinden bahseder. Ayın yarılması hadisesinden bahseder. Bunun bazı veliler için de olabileceğini söyler. Tecellî ve iç aydınlanmadan (inkişâf-ı zâtî), misâl âleminden ve ebedî hayat iksirinden söz eder. Bu iksir, bahsi geçen ruhanî nehrin aktığı kaynağın ta kendisidir ki o da Yüce Allah'ın emridir. Gökler ve yer O'nun emri ile ayakta durur. Bunun hakikatine eren kimse nefsanî hayat değil, ilahî hayat bakımından daima canlıdır. Diğeri bir gün elbet son bulacaktır. Yolun gayesi Yüce Allah'tır. O, bütün gaypları bilendir. Eser dua ile biter. Bu araştırmada kullandığımız metot, tümevarımcı ve açıklayıcı yöntemdir. Çalışmam esnasında yazma eserlerin edisyon kritik yöntemine de bağlı kaldım. Araştırmam, gerekli ilgiyi görmesini umduğum bazı netice ve tavsiyelerle tamamlandı. Araştırma bir giriş ve dört bölümden oluşmaktadır: Girişte, tasavvufta tecelli anlayışı, tecellilerin yazıya geçirilme geleneği ve Aziz Mahmud Hüdâî'nin Tecelliyatından örnekler verildi. Birinci Bölüm, Hüdâî'nin hayatı ve eserlerini; ikinci bölüm, Nablusî'nin hayatını ve eserlerini; üçüncü bölüm Lemeât'ın yaz nüshaları, içerdiği temel tasavvufi konuları, sonuç ve kaynakları,dördüncü bölüm ise tahkik edilen metin, fihrist ve indeksleri kapsamaktadır.