Geleneksel Iktisadi Refah Kavramlarının İslam'da Adalet Kavramıyla Karşılaştırılması
General Material Designation
[Thesis]
First Statement of Responsibility
Sert, Saliha
Subsequent Statement of Responsibility
Koç, Muzaffer
.PUBLICATION, DISTRIBUTION, ETC
Name of Publisher, Distributor, etc.
Marmara Universitesi (Turkey)
Date of Publication, Distribution, etc.
2019
GENERAL NOTES
Text of Note
92 p.
DISSERTATION (THESIS) NOTE
Dissertation or thesis details and type of degree
Master's
Body granting the degree
Marmara Universitesi (Turkey)
Text preceding or following the note
2019
SUMMARY OR ABSTRACT
Text of Note
Bu çalışma İslam'da toplumsal ve ahlâkî olarak en önemli kavramlardan biri olan "adalet" ile "Geleneksel İktisadi Refah" kavramlarının analizini ele almıştır. "İslami adalet" anlayışı, toplumsal hayatın düzenini dengeli bir şekilde korunmasını amaçlar. Bu denge ise insanlar arasında din, dil, ırk ve renk ayrımı olmadığı ve gücün hakkı doğurmadığı bir ortamda sağlanabilmektedir. Adalet, insanın kendisine olduğu gibi başkasına da erdemli ve hak gözeterek davranmasıdır. Sadece kendi çıkarlarını ve menfaatini düşünen insanın adil olması beklenemez. Nisa Suresi 135. ayette "Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şâhitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır." buyurulmaktadır. Geleneksel iktisadi zihniyette insana biçilen "bencil" ve "her zaman çoğu aza tercih etme" aksiyomları, İslam inancındaki insan anlayışıyla örtüşmemektedir. Haşr Suresi 9. ayette "...Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir." ve İnsan Suresi 8 ve 9. ayetlerde "Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz." şeklinde belirtildiği gibi insanın kendisi bizatihi ihtiyaç içinde olmasına rağmen başka ihtiyaç sahiplerini tercih etmesi onu erdemli kılmaktadır. Yine Haşr Suresinin "...Böylece o mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir devlet olmaz..." mealindeki 7. ayetinde belirtildiği üzere İslam malın; servetin sadece güçlüler ve zenginler arasında dolaşmasına, tekelleşmesine karşı çıkar. İslam, hak sahibine hakkının verilmesini esas alır. Çalışma, öncelikle Geleneksel İktisadi Refah kavramlarının oluşum sürecinin ve zihniyet esaslarının genel bir bakış açısıyla değerlendirilmesini içermektedir. İkinci bölümde, adalet kavramının İslam ve Batı toplumlarında gelişim süreci incelenmiş, Kur'an ve Hadisler ışığında bu kavram için deliller getirilmiştir. Son bölümde ise Geleneksel İktisadi Refah kavramları ile İslami yaklaşımların karşılaştırılmasının sonuçları belirtilmiştir. Bu çalışmada adalet, belli bir sınır çerçevesinde incelenmiştir.