İnsanlığın dünya üzerinde varoluşundan günümüze dek insanlar birbirleri ile ticari ilişkilere girmişlerdir. Bu ilişkiler önceleri mal takası şeklinde, sonraları para-mal mübadelesi şeklinde olagelmiştir. Özellikle 1789 Fransız İhtilali ile 18. Yy ve sonrasında belirginleşen ülke sınırları, başından beri varolan bu ticareti durdurmamış fakat başka çehreler ile devam edebilmesini olanaklı kılmıştır. İktisat biliminin kurucularından Adam Smith'le beraber vurgulanan serbest dış ticaret argümanı, 20. yy'da ortaya çıkan gelişmeler, küreselleşen dünya ve maddi çıkarlarını korumak güdüsüne sahip ülkeler ile beraber terkedilmişe benzemektedir. Günümüzde ülkeler gerek politik gerek maddi çıkarlarını korumak adına dış ticaretlerini anlaşmalı oldukları ülkelere kolaylaştırma yoluna giderken; anlaşmalı olmadıkları ve iç üreticilerini korumak istedikleri sektör ve ülkelere karşı da gerek tarife içi gerek tarife dışı engeller uygulamaktadırlar. Çalışmada dış ticaret teorilerinin dünya üzerindeki gelişiminden başlayarak, bu teorilerin günümüzde bürünmüş olduğu "yeni korumacılık" uygulamalarının ne oldukları ve tarih içindeki seyirleri incelenmiş; mikro düzeyde ise Türkiye'nin Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne dış ticaret politikalarının uygulanışı ve dünya ile beraber uygulanan yeni korumacılık araçlarının gerek dış ticarete etkileri gerekse uygulanış biçimleri çerçevesinde incelenmesi öngörülmüştür.