A Study on the Relationship of Language and Education within the Framework of the Language and Education Understanding of Wilhelm Von Humboldt
[Thesis]
Ergen, Samed
Başbağı, Recep Ragıp
Marmara Universitesi (Turkey)
2019
124
Master's
Marmara Universitesi (Turkey)
2019
Bu çalışmanın amacı ünlü dilbilimci, dil filozofu, eğitim reformcusu ve Prusya devlet adamı Wilhelm von Humboldt'un dil ve eğitim görüşlerini inceleyerek dil ve eğitim arasındaki bağıntıyı irdelemek ve bu doğrultuda bazı araştırmacıların dil ve eğitim görüşlerini yorumlamaktır. Çalışma Wilhelm von Humboldt'un dil ve eğitim görüşleri çerçevesinde dil ve eğitim bağıntısının nasıl olduğu irdeleyen, literatür taraması temelli nitel bir araştırmadır. Araştırma süresince Humboldt hakkında yazılmış çoğunlukla ikincil kaynaklar taranmış ve onun dil ve eğitimle ilgili görüşlerine ulaşılmıştır. Bunun yanında bazı araştırmacıların dil ve eğitim görüşleri Humboldt'un dil ve eğitim anlayışı çerçevesinde yorumlanmıştır. Bu bağlamda araştırmada belgesel tarama modeli kullanılmıştır. Yapılan literatür taramasına göre, Humboldt'a göre dil, düşünceler yaratan bir etkinlik(das bildende Organ des Gedanken), zihnin sürekli tekrarlayan bir faaliyeti (ewig wiederholende Tätigkeit des Geistes) yani energeia, bir logos (dil ve düşünce bütünlüğü), ve bir ulusun ruhunun dışa vurumudur. Humboldt dili iç yapı(innerliche Sprachform) ve dış yapı(äußerliche Sprachform) olarak ikiye ayırır. Dilin iç yapısı anlamsal(Semantik) yönüdür. Dilin dış yapısı ise dil bilgisi (Grammatik) ve ses(Laut) yönüyle ilgilidir. Humboldt dillerin bir birlerinden ses ve dil bilgisi yönünden değil içerik ve anlam yönüyle ayrıldıklarını söyler, bu yüzden Humboldt dilin ses(Laut) ve biçim(Form) yönünden çok anlam(Semantik) ve içerik yönüne eğilir. Humboldt'un eğitim anlayışı ise iki şekilde ele alınabilir. Birincisi gerçekleştirdiği eğitim reformlarına ve kurduğu üniversite modeline dayalı bir eğitim anlayışı, ikincisi insanın zihninde meydana gelen eğitim sürecidir. Humboldt'un eğitim reformlarına dayanan eğitim anlayışı; neo hümanist, birey merkezci, özgürlükçü, sınıfsal devlet ayrımından uzak, bireyin her yönden gelişimini esas tutan bir yaklaşıma sahiptir. Eğitim felsefesine dayanan anlayışı ise Ben(Ich) ve ben olmayan dış dünyayla(Du) ilgilidir. Birey dünyada yaşayarak öğrenirken, yeni öğrendiği şeylere karşı yabancılaşma (Entfremdung) hisseder, ardından yeni öğrendiği bilgiyi zamanla özümser ve artık bu bilgi ona yabancı gelmez (Rückkehr aus der Entfremdung). Bu süreç bireyin yaşamı boyunca zihninde devam eder. Humboldt'tun eğitim görüşlerinin ve eğitimde gerçekleştirdiği reformların arkasında öncesinde yapmış olduğu dil felsefesi çalışmaları yatmaktadır. Dil ve eğitim arasındaki bu bağıntı insan düşüncesi ve zihniyle ilgilidir. Çünkü Humboldt'a göre hem dil hem de eğitim insan zihninde gerçekleşen olgulardır. Nitekim ona göre, insan dille veya dil aracılığıyla düşünür ve dil olmadan insan eğitimi mümkün değildir. Bunun yanında, Humboldt'a göre eğitim, bireylerin sadece kendi kendilerine öğrendikleri değil bir birleriyle sürekli etkileşimde bulundukları sosyal bir süreçtir. Birey bu etkileşimi diğerleriyle ancak dil aracılığıyla gerçekleştirebilir. Dil ve eğitim arasındaki bağıntı aynı zamanda Humboldt'un her ulus kendine özgü dilsel dünya görüşüne (sprachliche Weltansicht) sahiptir anlayışında kendini göstermiştir. Nitekim Humboldt'tun bu fikri onun ulusçu eğitim anlayışını benimsemesine ve reformlarını bu doğrultuda gerçekleştirmesine etki etmiştir. Humboldt'un dil ve eğitim anlayışı bazı araştırmacıların görüşlerinde de kendini göstermiştir. Üretici- dönüşümsel Dilbilgisi(Generative Transformationsgrammatik) kuramının kurucusu Chomsky'nin dili derin yapı ve yüzeysel yapı görüşü Humboldt'un dilin içyapı(innerliche Sprachform) ve dış yapısı(äußerliche Sprachform) anlayışından etkilenmiştir. Sapir, Weisberger, Cassirer gibi düşünürler ise Humboldt'un içeriğe yönelik dil anlayışından etkilenmişlerdir. Nitekim Humboldt, dili ulusların ruhunun dışa yansıması olarak gören Leo Weisberger'e ilham kaynağı olmuştur. Humboldt'un eğitim anlayışının sonucu olarak ortaya çıkan eğitim reformları ve üniversite modeli ise 19. yüzyılda birçok Avrupa devleti, ABD ve Latin Amerika ülkeleri tarafından model alınmıştır. Söz konusu ülkeler eğitimlerini ve üniversitelerini Humboldt'un neo hümanist, özgürlükçü, öğretme ve araştırmaya yönelik eğitim anlayışına ve üniversite modeline uyarlamışlardır. Nitekim bu ülkeler Humboldt'un ulusçu eğitim anlayışından da ilham alarak üniversiteleri devlete daha çok katkı sağlaması amacıyla ulusallaştırmışlardır.